Ulaşamadığımız ve konuşamayan kayıplarımızın yakınları, bize ulaşın

IPS İletişim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Nadire Mater’in “1 Mayıs ‘77 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor / 1 Mayıs ‘77 ve Cezasızlık” dosyasının e-kitabı için 2021 yılında yazdığı “Vakıf’tan” yazısını yeniden yayımlıyoruz.

1 Mayıs 1977’de Taksim meydanında öldüler. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı Toplum Suçlan Bürosu ayın sonunda iddianameyi İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na sundu.

Sanıklar, aralarında Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yöneticilerinin de bulunduğu meydandan topladıkları 98 kişiydi. Yani bayrama gelenlerdi. Beraat ettiler.

Ölüm ve yaralanmaların failleri mermiler ve birbirini ezen insanlardı. Hiçbir kamu görevlisi yargılanmadı. O sıra iktidarda bulunan Süleyman Demirel’in başkanlığındaki 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti de hiçbir sorumluluk almadı. Açılmayan “dava” zaman aşımına uğradı.

Ölenler öldükleriyle kalmadılar, eşler, çocuklar, kardeşler de etkilendiler, gün geldi iş bulamadılar, gün geldi korktular, bambaşka hayatlarla yeni bir dünya kurmak durumunda kaldılar, hatta 44 yıl sonra bugün bile kimi yakınlar konuş(a)madılar, sessizliklerini sürdürdüler.

Behiye Özkürkçü: Suçlu yine babam oldu. Çok zulüm ettiler bize. Ben babama dair basında çıkan yazılan, haberleri kesip kesip bir dosyaya koymuştum. ’80 darbesinde anneme verdim saklasın diye, o da bana kömürlüğe sakladığını söyledi. Bence hepsini yakmak zorunda kaldı, çünkü daha sonra hiçbir belgeye ulaşamadım.

1 Mayıs 1977 kayıplarıyla eşleri, çocukları, kardeşleri, arkadaşları yoluyla buluşuyoruz. Çok geç bir çalışma, biliyoruz. ’77 konulu pek çok yayın çıktı, çok da iyi çalışmalardı. Tartışma genelde “kim yaptı” tanıkları üzerinden yürüdü. Öyle ki, ölenlerin kim olduğunu araştıramadık, sayılarda bile anlaşamadık, “cezasızlık” üzerinden konuşamadık, yargılama talep edemedik.

Otopsi raporuna göre 34 kişi öldü, birinin kimliği belli değil. DİSK Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürü Fahrettin Engin Erdoğan 2009’da ölüm sayısını 41 olarak açıkladı.

Bu çalışmanın ilk bölümünde, 1977’de Taksim’de ölenler arasındaki 27 kişi artık sadece sayı olmaktan çıkıyor, kısa hayatlarıyla, işleriyle, işsizlikleriyle, yoksulluklarıyla, sevdikleriyle, şarkılarıyla, kitaplarıyla, memleketin dört bir yanından yakınlarının Tuğçe Yılmaz’a anlattıklarıyla aramıza karışıyorlar. Teşekkürler. Sayelerinde, altı öğretmen, biri 11 yaşında olmak üzere yedi öğrenci, 16 işçi, üç sağlıkçı, bir polis memuru İşçi bayramlarına kimlerin katıldığını, tersine çevrilen gerçeği, ölümleriyle gösteriyorlar.

“1 Mayıs 1977 ve Cezasızlık” başlıklı ikinci bölümde DİSK genel başkanları Süleyman Çelebi, Kani Beko, ve Arzu Çerkezoğlu ile DİSK genel sekreterlerinden Fehmi Işıklar, Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, ’77 İşçi Bayramı’nı yaşananlar ve cezasızlık üzerinden yazdılar. Kamu Emekçileri Sendikaları Kon Federasyonu (KESK) başkanı Sami Evren Türkiye-1977 siyasi panoraması başlıklı yazısında o yılı bugüne taşıdı. Tuğçe Yılmaz da “43 yıl önceki Katliamın izini sürmek” ve “Yargılanamayan 1 Mayıs 1977’nin mahkeme yıllan” yazılarıyla bir bakış sundu.

Cezasızlık, en yalın ifadeyle, yaşanan bir hak ihlalinin soruşturmasının, faillerinin bulunmasının, yargılanmasının ve cezalandırılmasının, suçtan mağdur olanların tazmin edilmesinin söz konusu olmamasıdır. Burada altı çizilen konu devletin sorumluluğudur.

Cezasızlık (impunity) devletin bizzat yarattığı veya göz yumduğu aktörler eliyle yahut devlet ve kurumlarının denetlenmemesi sonucu meydana gelmiş olan ağır ve sistematik hak ihlalleri ile ilişkili yaygın olarak kullanılıyor. [Hafıza Merkezi]

Çalışmamızda yakınların anlatılarıyla cezasızlık yazılan tam da Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi başta olmak üzere devletlerin -Türkiye’nin de- imza koyduğu çeşitli insan haklan sözleşmelerinde ve yerel ve küresel hak örgütlerinin metinlerinde maddeleştirilen “adalet hakkı”, “hakikati bilme hakkı”, “tazminatı hakkı”, “bir daha tekrarlanmama garantisi” başlıklarında buluşuyorlar.

1 Mayıs 1977’de yaşananlar Avrupa Konseyi’nin yargısız infazlar, zorla kaybetmeler, yaşamı ve sağlığı riske eden ihmaller, cinsel saldın ve taciz, kamu görevlilerinin işkence ve insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele vb. sıraladığı “ağır ihlaller” arasında yer alıyor.

1 Mayıs 1977’yi neden şimdi konuşuyoruz? Cezasızlık bianet haberciliğinin önemli başlıklarından. Hak odaklı habercilik sadece “şimdi”ye odaklı bir haklar, ihlaller ve ihlallerle mücadele haberciliği değil. Anlatılarda ve yazılarda tekrarlandığı üzere “yargılansaydı, belki de toplu öldürmeler yaşanmazdı” tespiti “Hafıza”nın habercilikteki önemine işaret ediyor.

• Mete Çıtak: 1 Mayıs 77 aydınlatılmadığı için daha çok böyle acı çekeceğiz. Ve yine aynı şeyler olacak. İnsanlara bu acıları yaşatan sorumlular bulunmayacak. Kimse ceza almayacak. Demokratik bir ülkede yaşıyorsak bunun aksi olması lazım.

Tahir Elçi, “Dosyası zamanaşımına uğrayan durumlarda aileler bireysel olarak devletin yeterli soruşturma yürütmediği ve failleri bulmadığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmalı. Sonuç alamazlarsa da AİHM’e şikayet etmeliler” derdi.

Uluslararası belgeler de “ağır ihlallerde” zamanaşımı olmaz, diyor.

İlk yazıyı 1 Mayıs 2020’de yayımladık. Tuğçe olağanüstü bir heyecan, merak, enerjiyle yakınların peşine düştü.

Sami Evren yakınlara ulaşmada, yazmada, çizmede hep 1 Mayıs 1977’yleydi.

Bülent Aydın, Eğitim Sen öğretmenleri, sendikacılar, hak çevreleri, adını anamadıklarımız kaybedenlerin yakınlarına ulaşmamızı sağladılar.

TÜSTAV arşivi önemli bir kaynaktı.

Kate Ferguson, Amy Spangler ve İdil Aydoğan çalışmayı İngilizceye çevirdiler.

Yayın yönetmeni Nazan Özcan yayın hazırlığına katkı verdi.

Selay Dalaklı ve Volga Kuşçuoğlu “Önsöz” ve “1977-Türkiye Siyasal Panoraması” çevirileri dahil dosya için çalıştı.

PİKAN’ın tasarladığı sosyal medya kampanyasını sosyal medya editörü Yağmur Karagöz yürüttü, yanı sıra Korcan Uğur’la birlikte görsel uygulamasını üstlendiler.

Kitap tasarımı ve uygulaması Ali Seçkin Karayol’dan.

Kapak tasarımı Emre Senan’dan harika bir katkıydı.

Etkiniz ekibi desteği de çok değerliydi.

Hiçbir çalışmamız genel koordinatörümüz Evren Gönül, ofis yöneticimiz Ruşen Efe ve sekretarya Leyla İşbilir’siz olamazdı tabii ki.

Bu dayanışma olmasaydı, bu çalışma gerçekleşemezdi.

Müteşekkiriz.

Şimdi bianet olarak iki çağrımız var.

Yakınlara:

Halen tamamlanmayı bekleyen bu çalışmada ulaşamadığımız ve konuşamayan kayıplarımızın yakınları, bize ulaşın.

Meclise, siyasi partilere, sendikalara, hak örgütlerine, medyaya, herkese:

1 Mayıs 2021’e bir ay kaldı. Bu İşçi Bayramı’nın gündemi “cezasızlık” olsun. ’77 ilk adım olsun. Taksim 1 Mayıs alanı olsun.

Biliyoruz ki, cezasızlık cüret ettiriyor, haberimiz olsun.

1 Mayıs 1977’de hayatlarını kaybedenler

Yakınlarıyla görüştüklerimiz: Ahmet Gözükara (34, öğretmen),  Ali Sidal (18, işçi), Bayram Çıtak (37, öğretmen), Bayram Eyi (50, inşaat işçisi), Diran Nigiz (34, işçi), Ercüment Gürkut (27, üniversiteli), Hacer İpek Saman (24, üniversiteli), Hamdi Toka (35, Seyyar Satıcı), Hasan Yıldırım (31, Uzel işçisi), Hikmet Özkürkçü (39, öğretmen), Hüseyin Kırkın (26, işçi), Jale Yeşilnil (17, liseli), Kadir Balcı (35, tezgâhtar), Kıymet Kocamış (Kadriye Duman, 25, hemşire), Kahraman Alsancak (29, Uzel işçisi), Kenan Çatak (30, öğretmen), Mahmut Atilla Özbelen (26, işçi-üniversiteli),  Mustafa Elmas (33, öğretmen), Mehmet Ali Genç (60, bekçisi), Mürtezim Oltulu (42, işçi), Nazan Ünaldı (19, üniversiteli), Nazmi Arı (26, polis), Niyazi Darı (24, işçi-üniversiteli), Ömer Narman (31, öğretmen), Rasim Elmas (41, sinema emekçisi), Sibel Açıkalın (18, üniversiteli), Ziya Baki (29, Uzel işçisi).

Yakınlarıyla görüşmediklerimiz: Aleksandros Konteas (57, İşçi), Bayram Sürücü (işçi), Garabet Akyan (54, işçi), Hatice Altun (21), Leyla Altıparmak (19, hemşire), Meral Cebren Özkol (43, hastabakıcı), Mustafa Ertan (öğrenci), Ramazan Sarı (11, ilkokul öğrencisi)

Sadece isimleri bilinenler: Ali Yeşilgül, Mehmet Ali Kol, Özcan Gürkan, Tevfik Beysoy, Yücel Elbistanlı.

İsmi bilinmeyen: 35 yaşlarında bir erkek.

1 Mayıs 1977 Kayıplarını Yakınları Anlatıyor / Tuğçe Yılmaz

Sinema Emekçisi Rasim Elmas 41 Yaşında Taksim’de Öldü

İnşaat İşçisi Bayram Eyi 50 Yaşında Taksim’de 

Öğretmen Bayram Çıtak 37 Yaşında Taksim’de Öldü

Liseli Jale Yeşilnil 17 Yaşında Taksim’de Öldü

Öğretmen Kenan Çatak 31 Yaşında Taksim’de Öldü

Öğretmen Ahmet Gözükara 33 yaşında Taksim’de öldü

Öğretmen Hikmet Özkürkçü 39 yaşında Taksim’de öldü

Öğrenci-işçi Niyazi Darı 24 yaşında Taksim’de öldü

Üniversiteli Nazan Ünaldı 19 yaşında Taksim’de öldü

Öğretmen Ömer Narman 31 yaşında Taksim’de öldü

İşçi Ali Sidal 18 yaşında Taksim’de öldü

Hemşire Kıymet Kocamış 25 yaşında Taksim’de öldü

Tezgâhtar Kadir Balcı 35 yaşında Taksim’de öldü

Üniversiteli  Hacer İpek Saman 24 yaşında Taksim’de öldü

İşçi Kahraman Alsancak 29 yaşında Taksim’de öldü

İşçi Hüseyin Kırkın 23 yaşında Taksim’de öldü

Üniversiteli Ercüment Gürkut 26 yaşında Taksim’de öldü

Polis Nazmi Arı 26 yaşında Taksim’de öldü

İşçi Mahmut Atilla Özbelen 26 yaşında Taksim’de öldü

İşçi Hasan Yıldırım 31 Yaşında Taksim’de Öldü

Seyyar Satıcı Hamdi Toka 35 yaşında Taksim’de öldü

Bekçi Mehmet Ali Genç 60 Yaşında Taksim’de Öldü

İşçi Ziya Baki 30 yaşında Taksim’de öldü

İşçi Mürtezim Oltulu 42 yaşında Taksim’de öldü

Öğretmen Mustafa Elmas 33 yaşında Taksim’de öldü

Üniversiteli Sibel Açıkalın 18 yaşında Taksim’de öldü

İşçi Diran Nigiz 34 yaşında Taksim’de öldü

1 Mayıs 1977 & Cezasızlık

Fehmi Işıklar: 1 Mayıs’77 12 Eylül için bir hazırlıktı

Kani Beko: “Katilleri bulamazsanız, şaibeyi ortadan kaldıramazsınız”

Süleyman Çelebi: “1 Mayıs 1977 Katliamı yapanların yanına kâr kaldı”

Emel Ataktürk: Haysiyet meselesi olarak hatırlamak ve cezasızlıkla mücadele

Nejla Kurul: Gerçekler neden ve kimlerce gizleniyor? 

Tuğçe Yılmaz: 43 yıl önceki katliamın izini sürmek 

Arzu Çerkezoğlu: Unutmamak, unutturmamak yaşamsal bir mücadele alanı 

Tuğçe Yılmaz: Yargılanamayan 1 Mayıs 1977’nin mahkeme yılları

Sami Evren: Türkiye-1977 siyasi panoraması

(NM/TY)

.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir