Tülay Hatimoğulları’ndan ‘Meclis’ çağrısı: Artık boşa harcayacak tek saatimiz bile yok

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Gündemdeki gelişmeleri değerlendiren Hatimoğulları, “Şiddet ve çatışma gerekçesiyle ertelenen adımlar için artık herhangi bir engel kalmamıştır. Eşit yaşamı inşa etmenin zam vakti” dedi.

DEM Parti siyasi turuna başladı: İlk durak DEVA Partisi
19 Mayıs 2025

Uluslararası toplumun 1863’teki Çerkez soykırımını tanıması gerektiğini belirten Hatimoğulları, “Bütün halkların acısı hepimizin ortak acısıdır. Bu günde hayatını kaybedenlerin aziz hatırlarını saygıyla anıyorum” diyerek, soykırıma dair “yüzleşme” çağrısı yaptı. 

Kayıplar Haftası’na da değinen Hatimoğulları, gözaltında kaybedilenleri andı.

Fotoğraf: DEM Parti

“Güvenlikçi politikalardan vazgeçin”

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki açıklaması için “asrın çağrısı” diyen Hatimoğulları, PKK’nin 12 Mayıs’taki açıklamasının da bir milat olduğunu söyledi. Türkiye’de demokrasinin nasıl gelişeceğine dair soruların hâlâ ortada durduğunu vurgulayan Hatimoğulları, demokrasi mücadelesi için daha fazla ortak paydada mücadele ortaklığı oluşturulması gerektiğini söyledi.

Şiddet nedeniyle ertelenen adımların atılması için bir engel kalmadığını vurgulayan DEM Parti Eş Genel Başkanı, hukuki ve siyasi adımların atılması, devletin güvenlikçi politikalardan vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

Kurtulmuş Gabar'da Meclis’i işaret etti: Bütün siyasi partiler sürece omuz vereceğiz
Kurtulmuş Gabar’da Meclis’i işaret etti: Bütün siyasi partiler sürece omuz vereceğiz
19 Mayıs 2025

“Kaybedecek vakit yok”

“Ortak vatanda eşit yaşamı inşa etme ve demokratik cumhuriyetle taçlandırmanın vaktidir” diyen Hatimoğulları, şunları söyledi:

“Kaybedecek vakit yok. Vakit barışın, adaletin, demokrasinin vaktidir. Bir yandan barışı konuştuğumuz için umutluyuz ama halk aç ve mutsuz. Halk için çalışan bir iktidar yok. Halkın yaşadığı yoksulluğu, açlığı düşünerek ekonomi politikası üreten bir iktidar yok. İnsanlar, açlıktan, yoksulluktan kan ağlıyor. Ekonomide yeni sözler söylemeye ihtiyaç var. Cumhurbaşkanı yardımcısı çatışma sürecinin maliyetini 2 trilyon dolar olarak açıkladı. Bu para savaşa, İHA’ya, SİHA’ya değil emekçiye harcansaydı toplum bu kadar açlık çekmezdi.

“Onurlu bir barışın inşa vakti”

Bunu bulabilmek için daha fazla ortak paydada yan yana gelmeye ihtiyacımız var. Çözümün, barışın ve demokrasinin kapısını ardına kadar açarsak; biz bu soruların yanıtını bulmuş oluruz. Şiddet ve çatışma gerekçesi ile ertelenen adımlar için artık herhangi bir engel kalmamıştır. Bakın 86 milyon yurttaşımızın geleceği için hükümetin pratik adımları atması, artık tarihi bir anlam taşımaktadır. Hukuki, siyasi, kültürel adımlar atılmalıdır. Türkiye klasik güvenlikçi aklın kelepçesinden mutlaka ama mutlaka kurtulmalıdır. İşte şimdi onurlu bir barışı hep birlikte inşa etmenin vaktidir. Yarım asırdır şiddet ve kanla yazılan sayfaları kapatmanın tam da vaktidir.

Ortak vatanda, eşit yaşamı inşa etme ve Demokratik Cumhuriyet ile taçlandırmanın tam vaktidir. Bu ülkenin her köşesinde, her dağında ve ovasında adalet ve özgürlük için barışın bembeyaz sayfasını, özgürlüğün masmavi mürekkebiyle yazmanın tam vaktidir. Kaybedecek vakit yok. Vakit barışın vaktidir. Vakit demokrasinin vaktidir. Vakit adaletin vaktidir.

‘Barış ekonomisi’ vurgusu

Barış ve çözümü konuştuğumuz için gerçekten çok mutluyuz ve umutluyuz. Ama öte yandan halkımız aç ve mutsuz. Halkı düşünen yok. Halk için çalışan bir iktidar anlayışı yok çünkü. Bakın, 2 yıldır Şimşek programı var. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekliyorlar. Ama sonuç her seferinde daha beter bir şekilde neticelenmektedir. İnsanlar açlıktan, yoksulluktan kan ağlıyor. Şimdi barış süreciyle birlikte ekonomide yeni sözler söylemeye ihtiyacımız var. Bu sözleri de cesurca söylemeliyiz. Çatışmaların bedelini eksilen lokmalarımızda, küçülen ekmeğimizde, yoksulluğumuzda gördük.

Bakın, yılın ilk dört ayında 885 milyar lira açık veren bir ekonomi çöküntü içindeyiz. Ve şimdi Hazine ve Maliye Bakanı ülke ülke gezerek borç para bulmaya çalışıyor. Bu borç, doğmamış çocuklarımızın hanesine yazılacak borçların ta kendisidir. DEM Parti olarak diyoruz ki; barış ekonomisi kurtarıcıdır, barış ekonomisi mutlaka hayata geçirilmelidir.

Siyasi parti turları

Sayın Erdoğan ‘Barış ve Demokratik Toplum sürecinin arkasındayım’ dedi. Bu çok önemli. Meclisteki partiler de bu sürece oldukça güçlü bir destek veriyor. Bu da çok önemli. Sıra yasama, yürütme ve yargı erkinin sözünü eyleme dönüştürmesindedir.

Sayın Öcalan’ın kısa mesajında vurguladığı üzere, kalıcı ve köklü bir barış için büyük emekler vermemiz gereken bir dönemdeyiz. Bizler de son gelişmeler üzerine siyasi parti ziyaretlerimizin dördüncü turuna başladık. Dün DEVA ve Saadet Partisi ile görüştük. Bugün grup toplantımızın bitiminden sonra CHP ve Yeniden Refah Partisi ile görüşeceğiz. Devamında AKP, MHP dahil diğer siyasi partilerle görüşmeye devam edeceğiz. Bu ziyaretlerde artık barışa dair net bir projeksiyon üzerinde görüş alışverişinde bulunuyoruz. Meclisin neden önemli olduğunu, tarihinin rolünü neden oynaması gerektiğini üzerinde oldukça verimli istişareler yapıyoruz.

“Bahçeli’nin çağrısı değerli”

Bu kapsamda görüşmelerimizde de gündemde olan ve Sayın Bahçeli’nin açıkladığı komisyon önerisini son derece değerli buluyoruz. Yeni sürecin çözüm adresi Meclis’tir. Bu komisyon hızlı ve etkin çalışabilmeli, ortak paydalar üzerinden kararlar alarak yasal zeminler üzerinde bu kararları hayata geçirmelidir. Bu komisyon hem ‘Barış ve Demokratik Toplum’ için yasal zeminler oluşturabilir, hem de bu sürecin ilerleyen aşamalarını takip edebilir, tanıklık edebilir. Türkiye’de barış ve demokratikleşme için halk hazır, uluslararası ve bölgesel koşullar son derece elverişlidir. 

Kurtulmuş’a ‘adım at’ çağrısı

Aydınlar, yazarlar, akademisyenler, meslek örgütleri, hak örgütleri hep birlikte bir araya gelebilir. Barışı hep beraber daha güçlü bir biçimde toplumsallaştırmak için elbette hepimize çok büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Toplumsal mutabakat platformlarını yerellerden merkezlere kadar her yerde oluşturabiliriz. Artık boşa harcayacak tek saatimiz bile yok.

Buradan da Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş’a seslenmek istiyorum. Sayın Meclis Başkanı, pekâlâ siz Meclis’i barışın agorası hâline getirebilirsiniz. Sizler, çözüm zirvesine ev sahipliği yapabilirsiniz. Türkiye’nin barış ve demokrasiye ulaşması için çok önemli adımlar atabilirsiniz. Bu çözüm zirvesi, Türkiye’nin ikinci yüzyılına rota çizebilir, Türkiye halklarına umut verebilir.”

(AB)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir