CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle partisinin İzmir Gündoğdu Meydanı’nda düzenlediği mitingde Erdoğan yönetimini, bir kez daha 19 Mart’ta İstanbul Belediyesi Başkanı Ekram İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını önlemek amacıyla darbe düzenlemekle suçladı.
İzmir’in en büyük gösteri alanı olan Gündoğdu Meydanı’nda yüzbinlerce göstericinin ellerinde bayraklarla oluşturdukları büyük kalabalığa seslenen Özel, İzmir’in 15 Mayıs 1919’da işgal edilmesine karşı bayrak açanları hatırlattı: “Mustafa Kemal İngiliz esiri saray ahalisine nasıl bayrak açtıysa biz de bugün emperyalizme memur olmuş bir azınlık hükümetine karşı demokrasi bayrağını Gündoğdu’dan açıyoruz.” dedi.
Lozan Antlaşması’nı savundu
Özel, “Mustafa Kemal millete güvendi. Millet de ona yoldaş oldu. Ve o mücadele Lozan Antlaşması’yla taçlandı. İşte Cumhuriyet Halk Partisi Sevr’i yırtıp atanların Lozan’ı yapanların yedi düvele bir ülkenin tapu senedini kabul ettirenlerin partisidir.” dedi.
“Lozan milletin hiçbir güce boyun eğmeyeceğinin temel belgesidir. Milli mücadelede o azmi gösterenlerin arasında bu milletin Türkleri, Kürtleri, Alevileri, Sünnileri yani tüm renkleri vardı. Bugün de bu meydanda tüm renkleriyle bir aradayız. Türkiye ‘nin demokratlarıyla bir aradayız. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber ya hiçbirimiz!”
Özel, demokraside buluşanların, “Ekrem İmamoğlu’nun da Selahattin Demirtaş’ın da Ümit Özdağ’ın da özgürlüğünü savunabilme cesaretine sahip olduklarını” vurguladı.
Özel “İşte bu meydanlarda yükselen bu ses varsa, otokratlar korkar. Diktatörler korkar. Çünkü bilirler ki demokratlar birdir, birliktedir, hedefleri hep birlikte olmaktır. Hedefleri zulmü esaret bitirmektir özgürlüğü getimektir. Türkiyenin cesur yürekli demokratlarına sosyal demokratlara, muhafazakar demokrartlara, milliyetçi demokratlara, liberal demokratlara, sosyalist demokratlara, Kürt demokratlara, selam olsun.” dedi.
19 Mayıs 19 Mart benzeştirmesi
Özel, 19 Mayıs 1919’da başlayan Kurtuluş Savaşı ile 16-19 Mart günlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik hükümet operasyonuna karşı direnişi birbirlerine benzetti: “19 Mayıs’la (1919) başlayan mücadele bir halk hareketidir. 16-19 mart Mart darbeşine karşı direniş de bir halk hareketidir. Bilinsin ki bu topraklar celladına dua eden kulların değil zalime diz çökmeyenlerin topraklarıdır.” dedi.
Özel Erdoğan’a seslendi.: “Gündoğdu Meydanı’nı görmüyor musun? Sen rakiplerini hapse atarak kazanabileceğini sandın. Sen gençleri zindana atarak korkutabileceğini sandın bu meydanda hiç korkan görüyor musun. Biz korkuyu evde bıraktık. Çünkü korkmayanlar kurdu bu cumhuriyeti, kokmayanlar koruyor. Biz de korkmuyoruz.” dedi.
Gençlerin boğuştuğu ağır sorunlar
Özel, “Gençler bugün ağır sorunlarla buluşmaktadır.” dedi. “Sınıfsal bir mücadeye dönüşen kaliteli eğitime erişmek sorundur. Barınma meselesi sorundur. Yüzde 40’a ulaşan genç işsizliği sorundur. Hayat pahalılığı, düşmeyen enflasyon sorundur. İfade özgürlüğü, gösteri özgürlüğü, 10 gencimizden 7’sinin yurtdışı hayali kurması sorundur.”
Erdoğan’ı hedef alan Özel, “Kendine göre bir beka tarifi yapıyor.” dedi.
“O beka sorunu beka sorunu diyor. Buradan açıkça ifade etmek isterim ki dünyanın gelişmiş ülkelerinin gelip Türkiye üzerinde hesap yapması hayal kurması beka sorunu değildir. Onu bir kez denediler, buradan denize döküldüler. Evvel Allah sonları değişmez. Ama Türkiye’nin gençlerinin dünyanın gelişmiş ülkelerinde hayal kurmaları bir gelecek tasarlamaları fırsatını bulursam giderim dönmem demesi beka sorunudur. Işte biz bununla mücadele etmek gerçek beka sorununu görmek ve gençlerimize bu güzel memlekette hayal kurdurmak durumundayız onlar bu memleketin gençleridir.”
Ev gençleri
CHP Genel Başkanı, “Bu güzel ve cumhuriyet onlara emanettir. Bugün ne eğitimde ne istihdamda görünen 3,5 milyon genç var maalesef. Onlara yeni bir deyimle ev gençleri diyorlar. Avrupa dert ediyor bunu. Avrupa’daki oranı yüzde 6. Bizdeki oran en iyimser hesapla yüzde 25.” dedi.
Yasakların yasak olduğu bir Türkiye
“Onuncu yıl marşımızda 10 yılda 15 milyon genç yaratmakla övünüyorduk. Cumhuriyet her yaştan 15 milyon genç yaratmıştı. Iktidar 23 yılda her görüşten 3,5 milyon genci evlere kapattı. Biz bu ülkeyi gençlerle kuran gençlerle kurtaran bir gelenekten geliyoruz. Iktidar olduğumuzda da bu gençlerle birlikte yöneteceğiz. Gençlere yasakların yasak olduğu bir Türkiye vaat ediyoruz. YÖK’ü kaldırıp üniversiteleri özgürleştireceğiz. Nitelikli eğitimi herkese ulaştıracağız. Iktidarımızda liseyi bitiren her genç çok iyi bir yabancı dil bilecek ve dünyayla rekabet edecek teknolojik donanıma sahip olacak. Kayırmacılığı bitireceğiz. Ant olsun ki kamuda mülakatı kaldıracağız.”
19 Mart darbesine karşı koyan üniversiteliler olmasa…
Özel, “Başka bir tekerrürle [bugünün] 19 Mart darbesinin de altmışıncı günü” olduğunu hatırlattı.
“Bu iktidar 19 Mart’ta millete rağmen bir işe kalkıştı.” diyen Özel, “O günden bugüne İstanbul’da, Anadolu’da meydanlardayız. 19 Mart Erdoğan’ın seçimi çoktan kaybettiğinin kendince itirafıdır. Sayın Erdoğan karşısına mertçe çıkan, daha önce onun adaylarını dört kez yenen, “ben senden daha iyi yönetirim. Biz bu ülkeyi sizden daha iyi yönetiriz” diyen rakibiyle baş edemeyince onu hapse atmıştır.” diyen Özel, “Demokrasiyi istediği yerde inilecek, istediği yerde binilecek bir tramvay olarak görenle[rin] yenilgiyi bir kez tattıklarında o tramvaydan apar topar inmeyi tercih et[ttiklerini]” söyledi.
Özel ” Türkiye’de yaşanan 19 Mart darbesinin karargahı saraydır, Beştepe’dir. Silahı yargıdır. Ve bu silahın mühimmatı bu silahın kurşunu yalandır, iftiradır. Darbeciler bu kez kamuflajla değil cübbeyle gelmiştir. Çünkü Erdoğan İmamoğlu ile Ekrem Başkanımız ile sandıkta yarışmaktan korkmuştur. Ekrem Başkanımız aday olacağını açıkladıktan sonra önce 18 Mart’ta bir iftar vaktinde otuz bir yıllık diplomasını iptal ettiler. Yetmedi. Takip eden sahur vaktinde yüzlerce polisle evini bastılar. Ama altmış gün geçti. Halen daha hiçbir iddialarını ispat edemediler. Adı olmayan yüzü olmayan gizli tanıkların arkasına saklandılar.” dedi.
TBMM’de “Terörsüz ve demokratik bir Türkiye Komisyonu” istedi
Özel, Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın 2019 yerel seçimlerini İstanbul’da tekrar ettirmek için ileri sürdükleri iddiaların boşa çıkartıldığı videoları izletti.
Özel, “Barışı, kardeşliği savunan bir partiyiz. Birileri son dönemde terörsüz Türkiye diyorlar. Siz buna ne diyorsunuz diye soruyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi tarihsel bir tutarlılık içinde Türkiye’de kim gelirse gelsin teröre karşı olmuştur. Hem de şiddete karşı olmuştur. Aynı zamanda CHP Türkiye’de herkes için eşit yurttaşlığı anayasa önünde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hepsinin eşit olmasını kanunların eşit uygulanmasını kimsenin ötekileştirilmemesini dezavantaj yaşamamasını kötü muamele görmemesini savunmuş bunun için de tam bir demokrasiyi eksik olan tüm yasaların çıkarılmasını ve koşulsuz demokrasiyi savunmuşuzdur.” dedi.
Erdoğan’ın Kürt sorununu görmezden gelmesini eleştiren Özel, “Daha ilk gün 22 Ekim 2024’te grup konuşmamızda bu mesele için Mecliste bir komisyon kurulmasını teklif ettik. O gün biz bunu söylerken birileri çıkmış şöyle diyordu. ‘Terörsüz Türkiye’ diyeceksin başka bir şey demeyeceksin. Kürt sorunu vardır’ demeyeceksin. Demokrasi istemeyeceksin.”
CHP Genel Başkanı, “Biz hem Kürt sorununun varlığını hem de terörün bitmesini savunurken illaki meclis dedik. Şeffaflık dedik. Mutlaka mutabakat aranmalı. Toplumsal mutabakat sağlanmalı dedik. Şehit ailelerinin gazilerin gözünün içine bakamayacağımız bir formülün içinde olmayız. Meclis dışındaki pazarlıkları doğru bulmayız dedik. Şimdi nihayet bize saldıranlar dönmüşler. Dün komisyon teklifi açıklıyorlar. Elbette bir kişinin dediği gibi olmayacak. Bir siyasi lider çıkıp da koskoca gazi meclise istikamet dayatmayacak. Ancak meclis zeminine gelmeleri toplumsal mutabakat aramaları ilk baştan beri söylediğimiz şeffaf denetlenebilir bir zemine yaklaşmaları olumludur. Cumhuriyet Halk Partiler partilerinin tarihsel tutumuyla ne kadar gurur duysalar haklarıdır, haklarıdır.
Demokratik ve zengin bir Türkiye Laz ‘ın da Çerkez ‘in de Gürcü ‘nün de Pomağan da yüzünü güldürür. Kimse çocuklarım geride kalacak, gözüm arkada kalacak demez. Bunun için terörsüz Türkiye’yi savunurken tam bir demokrasi için mücadele etmeliyiz. Bunun için terörsüz ve demokratik bir Türkiye Komisyonu kurulmalıdır. Artık antidemokratik uygulamalardan dönülmelidir.
Siyasi tutsaklar serbest bırakılsın
Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmalı. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekta, Ümit Özdağ, genel başkan bir an önce serbest bırakılmalı. Hatay ‘ın seçilmiş milletvekili Can Atalay, İzmir ‘in evlatları, tüm arkadaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır. Siyasi tutsaklık varsa eşit rekabet yoktur. Rakibinden korkan siyasetçinin de gönlünü yoktur.
Bunun için önce sesleniyorum.Kayyum atanmış belediye başkanlarımızı, belediye başkanlarını görevlerine iade edin. Yargılamaları tutuksuz yapın. TRT’den canlı yayınlayın. Demokratik zemine dönün. Tüm sorunları ancak böyle çözülür. Gelir adaleti, mahkeme adaleti, sosyal adalet ancak böyle saylanır.
AKP’li gençlere: “Cesaret gösterin”
Buradan AK Partili genç kardeşlerime sesleniyorum. Bakın bu çağrı, bu meydandan alkış alıyor. Demokrasi istiyorlar. Sizi de sizi de demokrasiye davet ediyorlar. AK Partili gençler bu cesareti gösterirseniz siz partinizi kalıcı yaparsınız. Belki bir seçim kaybettiniz. Belki gelecek seçimi de kaybedersiniz. Ama bir gün kazanmanın, bir gün yeniden iktidar olmanın, tarihe darbeciler olarak değil, demokratlar olarak geçmenin bir yolunu bulursunuz.
“Türkiye İttifakıyız”
Bugün Çerkez Boştak Laz Gürcü tüm gençlerin ortak sorunları var. Geleceğe umutla bakamamak özgürlük alanlarının kısıtlanması kalitesiz eğitim işsizlik, yoksulluk. Türk gençler neden şikayet ediyorsa Kürt gençler de ondan şikayetçi. Türk gençliği Lozan ‘ı Atatürk ‘ü Cumhuriyeti savunuyor da Kürt gençliği Vahdettin’i, Sevri hilafeti mi savunuyor? Hayır. Hepsi de geleceğe umutla bakmak istiyor. Geçmişten husumet çıkarılıp aralarına nifak sokulsun istemiyorlar. Iyi bir eğitim, iyi bir iş, ortak bir gelecek, barış içinde bir ülke istiyorlar. Gençlerin sizin dayattığınız gibi bir meselesi yok gençlerin. Şunu herkes duysun, herkes görsün. Mesele vatan evlatlarıyla bakan evlatları arasındadır. Mesele karnı doymayanlarla gözü doymayanlar arasındadır. Mesele üretenler emeğiyle geçinenler ile emeği sömürülenler arasındadır. Mesele kan akıtanlarla kan emiciler arasındadır. Mesele cumhuriyet sevdalıları demokrasi isteyenler ile saltanatçılar tek adamcılar arasındadır. Mesele demokratlarla otokrata biat. edenler arasındadır. Artık bu milleti istediğiniz gibi istediğiniz yerden Kürt, Türk, Alevi, Sünni, sağcı, solcu diye bölemeyeceksiniz. Biz buradayız. Biz artık Türkiye ‘yiz. Biz artık hep birlikte Türkiye ‘yiz. Biz Türkiye ittifakıyız.
(AEK)