Komünist-İşçi çizgisinden: İsrail ve İran rejimi arasındaki savaş

İran Komünist-İşçi Partisi (Hekmatist) Merkez Komite üyesi ve Almanya Teşkilat Başkanı Amir Asgari, bianet için yazdı.

Geçtiğimiz Cuma günü, 13 Haziran’da yerel saatle 03:30’da İsrail hava kuvvetleri, Tahran’da İran İslam Cumhuriyeti’ne bağlı üst düzey askeri yetkilileri hedef alarak ortadan kaldırdı ve böylece iki ülke arasındaki doğrudan savaş resmen başladı. Bu saldırı, İran yönetimi ile ABD arasındaki müzakerelerin başarısızlığa uğraması ve uzun süredir planlanan “Yeni Ortadoğu Düzeni” haritasının tamamlanması hedefi doğrultusunda gerçekleşti.

Savaşı iki tarafıyla birlikte kınamak gerekir

İsrail ve İran İslam rejimi gibi iki faşist yönetim arasında patlak veren bu savaş, İran’ın askeri füze altyapısını ciddi şekilde zayıflattı. İsrail’in operasyonları, ABD’nin bilgisi ve onayı olmaksızın gerçekleştirilemezdi. Şu ana kadar İran’da 600’ü aşkın ve İsrail’de 20’den fazla sivilin hayatını kaybettiği, kayıpların her dakika arttığı bu savaş devam ederse, İran rejimi iki seçenekle karşı karşıya kalacaktır: Ya teslim olacak ya da teslim olmaması hâlinde daha fazla can kaybı, derin sosyo-ekonomik krizler ve yeni yaptırımlarla karşılaşacaktır.

Devam etmekte olan bu savaşı iki tarafıyla birlikte kınamak gerekir. Bu savaş, iki terörist ve faşist rejim arasında yaşanmakta; işçi sınıfına, emekçilere ve her iki ülkedeki toplumsal özgürlük hareketlerine doğrudan bir saldırıdır. Bir yandan İsrail ordusu, diğer yandan daha düşük oranda da olsa İran İslam rejimi sivilleri hedef almaktadır.

Bir cephede Gazze’de 18 aydır soykırım yürüten, Lübnan ve bölge ülkelerinde terör estiren, savaş suçlarından dolayı uluslararası mahkemelerce suçlanan İsrail’in Netanyahu yönetimi yer alırken; öteki tarafta halkına karşı onlarca yıldır sistematik katliamlar uygulayan, devrimci direnişleri bastıran, İslamcı terör örgütlerini kurup besleyen İran İslam rejimi durmaktadır.

Savaş tüm Ortadoğudaki ilerici ve toplumsal hareketleri hedef alıyor

Tıpkı diğer kapitalist savaşlarda olduğu gibi rejim, halkı, işçi sınıfını ve emekçileri hedef almış, yerel yönetimin halk üzerindeki baskısını artırmıştır. 1980’lerde İran ile Irak arasında yaşanan savaşta, İran rejimi halkın büyük kesimini propaganda ile savaşa sürmüş, 1979 devrimini gerçekleştiren İslam yönetimine karşı çıkan muhaliflere soykırım uygulamıştır. 1988’de Evin ve diğer hapishanelerde beş dakikalık mahkemelerle verilen idam kararları sonucu yüzbinlerce siyasi infaz yapılması bunun somut örneğidir.

Bu savaş son birkaç yılda baş veren savaşlar gibi sadece İran ve İsrail’de eşitlik, özgürlük ve laiklik için mücadele eden kitleleri değil, tüm Ortadoğu’daki ilerici ve toplumsal hareketleri hedef almıştır. Savaşın asıl kurbanı, üretim ve hizmet sektörlerinde çalışan işçiler ve emekçilerdir. Toplumun üst kesimleri savaşın etkisinden kısmen korunurken, en ağır bedeli işçi sınıfı ödemektedir.

İran’da ve diasporada savaşa yönelik farklı tutumlar

İran’da hâlâ faaliyet gösteren ya da idam tehdidi nedeniyle yurtdışına çıkmak zorunda kalan farklı muhalefet grupları çeşitli tutumlar sergilemiştir.

İran’daki farklı muhalefet grupları savaşa dair farklı tutumlar almaktadır. 1979’da devrilen Şah’ın oğlu Rıza Pehlevi, milliyetçiler ve Mücahidin gibi sağ muhalefet, İsrail’den ve ABD’den destekle iktidara gelme umuduyla savaş siyasetini desteklemekte; halkın ölümü onlar için araçsallaşmıştır. Sözde sol bazı popülist bir kesim ise yalnızca İran rejimini eleştirip Batı’ya yakın durarak güç devşirme peşindedir.

1979’da Humeyni’yi destekleyen Tudeh Partisi ve Çoğunluğun Fedaisi Örgütü gibi gruplar, bugün de emperyalizm karşıtlığı kisvesiyle yerel gerici kapitalist rejimi savunmaktadır. Aynı şekilde, “Direniş Ekseni” gibi rejim yanlısı gruplar da savaşı körüklemekte ve rejimin baskılarını göz ardı etmektedir.

İran devrimci solu ve Komünist-İşçi Partisi (Hekmatist)

İran devrimci solunu oluşturan partiler ve örgütler ise, başında Komünist-İşçi hareketinin partisi olan Hekmatist olmak üzere, “Sol ve Komünist Güçler Koordinasyon Konseyi” içerisinde yer alan altı parti ve örgütle birlikte, hem İsrail’i hem de İran İslam Rejim’ini açık biçimde kınamış; kapitalist ve terörist rejimlerin bu savaşını işçi sınıfına ve emekçilere karşı yöneltilmiş bir saldırı olarak nitelemiş ve savaşın derhâl sonlandırılması gerektiğini vurgulamıştır.

Hekmatist Partisi olarak bizim tutumumuz; sivillere yönelik katliamları gerçekleştiren İsrail ve İran yönetimlerini açıkça kınamak, durumu objektif biçimde değerlendirerek hem mevcut saldırıları hem de rejimin baskılarını yoğunlaştıran koşulları göz önünde bulundurmak ve buna karşı gerçekçi çözümler üretmektir.

Bu bağlamda, halkı ve işçi sınıfını bu kriz ortamından korumak amacıyla bağımsız dayanışma ve yardım komitelerinin sosyalist aktivistler tarafından oluşturulması çağrısını yapıyor; aynı zamanda bağımsız işçi, öğretmen, emekli ve öğrenci hareketleri ile örgüt, sendika ve sosyalist aktivistlerin net bir şekilde bu savaşta her iki tarafı temsil eden İran ve İsrail’in terör rejimlerine karşı saf tutmalarını savunuyoruz.

Komünist-İşçi çizgisine göre, sürmekte olan bu terörist rejimler savaşı, doğrudan İran işçi sınıfını ve yılda yaklaşık 2000 kez gerçekleşen grevleri, sınıfsal mücadeleleri ve İran İslam rejimine karşı yürütülen tüm direniş hareketlerini hedef almıştır. Bu nedenle öncelikli görev, savaş karşıtı ciddi bir örgütlenmenin inşasıdır. Bu örgütlenmenin, toplumun genelinde siyasi eylemlere dönüşmesi sağlanmalı; pasifizme sürüklenmek yerine, işçi sınıfını, kentleri ve halkı örgütlemeye dönük ileri adımların planlanması ve bu doğrultuda hazırlıkların, mevcut nesnel koşullar göz önünde bulundurularak kararlılıkla atılması gerekmektedir.

Savaş çığırtkanlığına, şovenizme, kapitalizm ve İslam regimine karşı; bölgede devlet terörüne, İslamcı ve İsrail devletinin yürüttüğü yayılmacı savaşlara karşı enternasyonal işçi sınıfının devrimci tutumunu savunuyoruz. İran’daki gerici savaşa karşı halkın mücadelesi büyümeli; kapitalist, İslamcı ve devlet kaynaklı teröre karşı işçi sınıfının devrimci gücüyle karşı koymalıyız.

(AA/AEK)
________________
* Amir Asgari, İran Komünist-İşçi Partisi (Hekmatist) Merkez Komite üyesi ve Almanya Teşkilat Başkanı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir