Kültür ve Turizm Bakanlığı, bugünkü Resmî Gazete’de yayımlanan yeni bir yönetmelik değişikliğiyle kıyı alanlarının turizm yatırımlarına açılmasının önünü açtı.
“Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik”te yapılan değişiklikle, bakanlığa kullanım hakkı verilen orman alanlarının, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan bölümleri de (yani normalde halkın kullanımında olması gereken sahil şeritleri) “kamuya açık olmak şartıyla” turizm yatırımları için tahsis edilebilecek.
Sahil şeritleri (deniz tarafında kalan kıyı alanları), bugüne kadar Anayasa ve Kıyı Kanunu uyarınca kamuya ait ve serbestçe erişilebilir alanlardı.
Yönetmelik, yayım tarihinde yürürlüğe girerken, uygulamayı Kültür ve Turizm Bakanı yürütecek.
Uzmanlar ve çevre hukukçuları, kıyıların Anayasa ve Kıyı Kanunu gereği kamunun ortak varlığı olduğunu hatırlatarak, “kamuya açık olma” şartının uygulamada esnetilebileceği ve doğal alanların ticarileştirilmesine zemin hazırlayabileceği uyarısında bulundu.
“Anayasa’ya aykırı yönetmelik değişikliği iptal edilmelidir”
Kararla ilgili açıklama yapan Kıyı Hareketleri Dayanışma Ağı (KIYIDA) ise özetle şöyle dedi:
“Canlılık yok ediliyor: Çevrili ve iç denizleri, iç sulak alanları ile su zengini Türkiye’nin tüm kıyıları hızla sermayeye teslim ediliyor. Anayasa ve Kıyı Kanunu açıkça yok sayılarak, kıyı canlılığı yok ediliyor. Tarihi varlıklar ortadan kaldırılıyor, denize ve kıyılara ulaşım kısıtlanarak, yoksulluğun derinleştiği bir ekonomik kriz ortamında, kıyılar özel mülkleştirme uygulamalarıyla soylulaştırılıyor.
Kamu yararı: KIYIDA olarak çok kez söylediğimiz gibi, Anayasa ve Kıyı Kanunu, kimi eksikliklerine rağmen, kıyılarla ilgili önemli bir koruyucu güvence sunuyor. Anayasa 43. Madde, Kıyı Kanunu 5. ve 6. Maddeleri başta olmak üzere, kıyıların kullanımında kamu yararının öncelikli olduğu, kıyılara erişimin kısıtlanamayacağı, kıyıların çitlenemeyeceğini ortaya konuyor.
Yeni yönetmelik neyi ihlal ediyor? Kamuya da alan açılıyormuş gibi yansıtılan bu madde ile, artık tüm kıyılardaki özel mülkleştirmenin yasal hale getirilmeye çalışılıyor, kıyılardaki işgallerin sözde hukuki bir zemine kavuşturulmaya çabalıyor.
KIYIDA’dan son söz
- Yönetmelik, bağlı olmak zorunda olduğu Anayasa ve Kıyı Kanunu ilgili hükümlerine de aykırılık taşıyor.
- Kıyı kenar çizgisi dahilinde kalan kıyı alanlarında hiçbir suretle yapı yapılamaz, ilgili alanlar kiralanamaz ve dolayısıyla çitlenip özel mülkleştirilemez.
- Bugüne kadar açılan pek çok davada, ilgili yönetmeliklerin hukuka ve kamu yararına aykırılıklarına dair yargı kararları mevcuttur.
- Tüm kıyılar özgürleşene kadar, mücadelemize kıyılar için adalet talep ederek devam edeceğiz.” (TY)