Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde öldürülen Pınar Bulunmaz davasına ilişkin olarak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle 12 maddelik bir yazılı soru önergesi verdi.
Bayhan, davada yaşanan yargı süreçlerini, delillerin göz ardı edilmesini ve sanığın tutuksuz yargılanmasını “kadın cinayetlerinde cezasızlık pratiğinin sürdüğüne dair açık bir örnek” olarak değerlendirdi.
“Sanığın serbest bırakılması kamuoyunda derin tepki yarattı”
22 Şubat 2024’te Rıdvan Bulunmaz tarafından silahla vurularak hayatını kaybeden Pınar Bulunmaz’ın ölümüne ilişkin davada sanığın kısa süre içinde serbest bırakılmasının kamu vicdanını yaraladığını belirten Bayhan, gerek tanık ifadeleri, gerek kriminal raporlar ve olay yeri bulgularının dikkate alınmadığını vurguladı.
Önergede şu noktalar öne çıktı:
*Sanığın tutukluluğunun kaldırılmasına rağmen, olay yerindeki kan izleri, barut izi ve çelişkili mermi sayıları gibi ciddi kriminal delillerin bulunması,
*Olaydan aylar sonra dosyaya giren tanıkların, sanık ailesiyle yoğun telefon trafiğinin HTS kayıtlarıyla sabit olmasına rağmen ifadelerinin esas alınması,
*Mahkeme öncesinde mağdur ailesine yönelik sözlü saldırılara karşı güvenlik önlemi alınmaması,
*Duruşmayı izleyen gazeteci Özge Demir’in gözaltına alınması ve telefonuna el konulması gibi hak ihlalleri.
“Yargı süreci mağdur ailenin değil, sanığın lehine ilerliyor”
Bayhan, dosyada yer alan bilirkişi raporuna da dikkat çekerek, tanığın araç içindeki şahısları net bir şekilde görmesinin teknik olarak mümkün olmadığının açıkça tespit edildiğini, buna rağmen bu beyanların esas alınmasının yargılamada tarafsızlık ilkesini zedelediğini ifade etti.
Önergede ayrıca, kadın örgütlerinin ve baroların müdahillik taleplerinin reddedilmesi, sanığın ailesinin mağdur aileye yönelik baskıları, ve tanıklık sürecine dair çelişkiler, adaletin sağlanmadığına dair örnekler olarak sıralandı.
“Devletin etkin soruşturma yükümlülüğü ihlal ediliyor”
Bayhan, önergede davanın mevcut haliyle sadece adil yargılanma hakkının değil, aynı zamanda kadına yönelik şiddetle mücadelede devletin etkin soruşturma ve kovuşturma yükümlülüğünün de ağır biçimde ihlal edildiğini vurguladı.
Bayhan, Bakan Yılmaz Tunç’tan şu sorulara yanıt istedi:
*Sanığın, cinayeti işlediğine dair güçlü şüphe oluşturan kriminal raporlar, barut izi tespiti, DNA örnekleri, olay yeri kan izleri ve tanık beyanlarına rağmen neden tutuklanmadığına dair gerekçeli bir açıklama yapılacak mıdır? Bakanlığınız bu kararı bağımsız bir denetime tabi tutmayı planlamakta mıdır?
*Silahla ilgili ilk raporda 10 mermi yer aldığı belirtilmişken, sonradan sunulan raporda bu sayının 12’ye çıkmasının gerekçesi nedir? Bu çelişkinin delil güvenliğini zedelediği göz önüne alındığında, sorumlular hakkında adli veya idari bir işlem başlatılmış mıdır?
*Olaydan üç ay sonra dosyaya giren tanıkların, sanık ailesiyle sık telefon görüşmesi yaptığı BTK kayıtlarıyla sabitken, bu kişilerin beyanlarının geçerliliği yargılamada neden sorgulanmamıştır? Tanık tarafsızlığını gözeten bir denetim mekanizması Bakanlığınız bünyesinde mevcut mudur?
*27 Şubat 2025 tarihli bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere, tanığın olay yerindeki konumundan araç içerisinde bulunan kişilerin yüzlerini ve hareketlerini net biçimde görmesinin mümkün olmadığı teknik olarak tespit edilmişken; bu açık çelişkiye rağmen söz konusu tanık beyanının esas alınması, sanığın cinayeti kasıtlı biçimde ‘şüpheli ölüm’ gibi göstermeye yönelik beyanlarıyla uyumlu biçimde mahkeme tarafından dikkate alınması, delillerin objektif değerlendirilmesi ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması yükümlülüğünün ağır biçimde ihlali değil midir?
*Sanığın ailesi tarafından mağdur aileye yönelik yapılan sözlü saldırılara rağmen, mahkeme öncesinde yeterli güvenlik önlemi neden alınmamıştır? Ailenin, sanıkla aynı koridorda saatlerce bekletilmesi hakkında Bakanlığınız herhangi bir inceleme başlatmış mıdır?
*Basın mensubu gazeteci Özge Demir’in haber takibi sırasında gözaltına alınması ve telefonuna el konulması, açıkça anayasal hakların ihlali değil midir? Bakanlığınız, bu müdahalenin sorumluları hakkında soruşturma başlatmayı düşünmekte midir?
*Kadın cinayetlerine dair davalarda kamusal izleme hakkını kullanan basının engellenmesi, davaların kamuoyundan kaçırılmasına yönelik sistematik bir yaklaşım mıdır? Bu algının ortadan kaldırılması adına kadın cinayetlerini izlenebilir kılan mekanizmalar sağlanacak mıdır?
*Sanığın yalnızca beyanlarıyla, Pınar Bulunmaz’ın “intihara meyilli” olduğu iddia edilirken, herhangi bir psikolojik tedavi geçmişi, raporu veya sağlık kaydı bulunmadığı hâlde bu söylemlerin yargılamada dikkate alınması, mağdurun kişilik haklarını ihlal etmiyor mu?
*Tanık polislerin ifadelerinin bire bir benzerlik göstermesi ve bu durumun “tanıklığa müdahale” iddiasına yol açması üzerine, tanık beyan süreçlerinin adil ve bağımsız yürütüldüğünü güvence altına alacak mekanizmalar oluşturulacak mıdır?
*Kadın cinayetleriyle ilgili dosyalarda delil karartma, tanık yönlendirme ve mağdur ailelerin adalet arayışının bastırılmasına dönük baskılar göz önüne alındığında, bu tür dosyaların özel statüde değerlendirilmesi ve bağımsız bir izleme kurulunca denetlenmesi yönünde bir çalışma yapılmakta mıdır?
*Kadın örgütlerinin ve Şanlıurfa ile Adıyaman barolarının müdahillik taleplerinin reddedilmesi, sanığın tutuklanmasına yönelik tüm taleplerin ısrarla oy çokluğuyla geri çevrilmesi ve dahası, duruşmayı takip eden gazetecinin hukuksuz biçimde gözaltına alınarak telefonuna el konulması; bu davanın hem kamuoyundan kaçırılmaya hem de adalet mekanizmasını toplumdan gizlemeye yönelik sistematik bir çabanın parçası değil midir?
*Tüm bu dava sürecinde ortaya çıkan delillerin sistematik biçimde göz ardı edilmesi; sanığın tutuklanmamasına, kadın örgütlerinin ve baroların müdahillik taleplerinin reddedilmesine, kamuoyunun haber alma hakkının ihlal edilmesine ve tanık beyanlarının bilirkişi raporuyla açıkça çürütülmesine rağmen dikkate alınmasına bakıldığında, bu yaklaşım yalnızca adil yargılanma hakkının değil, aynı zamanda kadına yönelik şiddetle mücadelede devletin etkin soruşturma ve kovuşturma yükümlülüğünün açık bir ihlali değil midir? Bakanlığınız bu davaya açık ve aktif bir şekilde müdahil olup, kadın cinayeti faili Rıdvan Bulunmaz’ın ‘eşe karşı kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası alması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecek midir?
Pınar Bulunmaz davasında baş şüpheli yine tutuklanmadı

Görüntüler dosyada: Pınar Bulunmaz koşarak kaçtı, sanık takip etti
(EMK)