Saygın insan hakları savunucusu Osman Kavala, yaklaşık sekiz yıldır İstanbul, Silivri yüksek güvenlikli cezaevinde parmaklıklar ardında.
2013’te hükümeti devirmek amacıyla İstanbul Gezi Parkı protestolarını düzenleyip finanse ettiği doğrultusundaki asılsız iddialara dayalı saçmasapan bir yargılamayla mahkum edildi ve şartlı tahliye hakkı olmaksızın “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezasına çarptırıldı
Mayıs-Haziran 2013’te İstanbul, Taksim Meydanı’nda hükümetin tasarladığı bir kentsel gelişim projesine karşı başlayan Gezi Parkı gösterileri ve oturma eylemi, Türkiye’nin dört bir yanında yüz binlerce insanı da barışçıl protesto haklarını kullanmaya yöneltmişti.
Türkiye hükümeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kavala’nın derhal salıvrilmesini emreden iki kararını da dikkate almadı.
Son İstanbul ziyaretimde Kavala’nın nasıl olduğunu öğrenmek istedim. Kavala artık 67 yaşında ve sert bir cezaevi rejiminde yaşıyor. Avukatlarının ve ayda iki kez eşinin ziyaretine gelmesi dışında, günde yalnızca dört saat hücresinden dışarı çıkarılıp daracık bir avluda dolaşmasına izin veriliyor.
Kendisiyle konuştuğumuz, Kavala’nın sivil toplum kuruluşu Anadolu Kültür’ün yöneticisi Asena Günal, cezaevi koşullarına karşın sağlık durumunun yerinde olduğunu ve cezaevinde gardiyanlarından saygılı muamele gördüğünü söyledi. En önemlisi, Kavala kararlılığını koruyor, cezaevinde de cezaevi dışında da hak savunuculuğuna odaklanmış durumda.
Anadolu Kültür’deki çalışma arkadaşlarına adalet konulu bir dizi türünden projeler üzerine görüş ve önerilerini muntazaman iletmeyi sürdürüyor. Ancak hapishanede, özellikle internet erişimi olmaması dolayısıyla gidişata her ynüyle hakim olmak hiç de kolay değil. Kavala adalet dizisinin podcastlerini podcast’leri dinleyememiş, bölüm kayıtlarının çözümlerini okuyabilmiş ve bu metinlerden oluşan kitabın önsözünü ancak böyle kaleme alabilmişti.
Günal Kavala’nın birçok kitabını diğer mahkumlarla nasıl paylaştığını anlatırken onun “Silivri’nin kitap kulübü” olduğunu söylüyor gülümseyerek. Günal Kavala’nın çok okuduğunu ve bu alışkanlığını tam anlamıyla eşi Ayşe Buğra ile paylaştığını anlatıyor. “Ziyarette bunları tartışabilmek için aynı kitabı aynı anda okuyorlar.”
Kavala, Ağustosta yenilikçi kültürel çalışmaları için Almanya’nın Goethe Madalyasıyla ödüllendirilecek. Şimdilerde ödülü kabulü için yapacağı konuşmayı yazıyor, Goethe’yi tekrar okuyor ve şairin eserinin günümüz için taşıdığı anlama kafa yoruyor.
Kavala’nın hapishanedeki dimdik duruşuna memnunum tabii ama buna şaşırmıyorum da. Aldığı uluslararası övgüleri hak ediyor etmesine ama her şeyden önce hak ettiği, özgürlüğü.