Fadıl Öztürk kimdir?

Türkiye edebiyatının muhalif damarlarından biri olarak tanınan şair, yazar ve düşün insanı. 1955 yılında Dersim’de doğdu. Siyasi yaşamı, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından Dev-Yol davası kapsamında yargılanarak müebbet hapis cezası almasıyla başladı.

Türkiye’nin çeşitli cezaevlerinde yaklaşık 10 yıl boyunca tutuklu kaldı. Bu yıllar, onun hem edebi hem de insani duyarlılığının derinleştiği bir döneme karşılık gelir.

Cezaevindeyken kaleme aldığı şiir dosyası Suyu Uyandırın Sesim Olsun, Enver Gökçe Şiir Ödülü’ne değer görüldü. Cezaevinden tahliye edildikten sonra edebi ve politik üretimini sürdürmeye devam etti. Piya Kolektifi ve Munzur Aydınlar Platformu gibi oluşumlarda yer aldı, pek çok dergi ve gazetede yazılar kaleme aldı.

2004 yılında “Türkiye’deki Kürtlerin talepleri” başlıklı bir bildiride imzası yer aldı; 2005 yılında kurulan Munzur Aydınlar Platformu’nun koordinasyon kurulu üyeliğini üstlendi. Aynı yıl başlayan Roj TV’ye destek kampanyasına katıldı.

5 Ocak 2018’de, Artı Gerçek gazetesindeki yazıları nedeniyle İzmir’deki evinde gözaltına alındı ve 5 gün süren sürecin ardından hakkında açılan davada 1 yıl 10 ay hapis cezası aldı. Ceza, 5 yıl süreyle ertelendi. Son yıllarında Artı Gerçek’te düzenli yazılar yazmaya ve şiirsel üretimini sürdürmeye devam etti.

Edebi eserleri ve etkisi

Fadıl Öztürk, şiirlerinde bireysel acı ile toplumsal travmaları ustalıkla bir araya getirdi. Hem şiir hem de deneme türünde kaleme aldığı kitapları şöyle:

  • Suyu Uyandırın Sesim Olsun (1989)
  • Esmer Bir Acı (1995)
  • Hep Kuzeydi Gözlerin (2000)
  • Benden Adam Olmaz (2004)
  • Ateşe Konuş Küle Ağla (2003)
  • Saatli Muhalif Takvimi (2020)
  • Ağacını Yakan Kibrit Çöpüdür İnsan (2022)

Bazı şiirleri bestelenerek müzik dünyasında da hayat buldu. Özellikle “Susarak Özlüyorum Seni”, “Dağlı Bir Kabiledir Aşk”, “Gömülürsün Gözlerime” ve “Gördüğümde Seni” gibi dizeleri şarkı formunda okurlarla ve dinleyicilerle buluştu.

Fadıl Öztürk’ün yaşamı, hem bireysel hem de kolektif mücadeleyle örülüydü. Hapishaneden kalemine, sokaktan yazıya, hep bir duruşun taşıyıcısı oldu. Edebiyatı, sadece estetik değil; politik, vicdani ve ahlaki bir araç olarak gördü. Şiirlerinde acı kadar umut, hüzün kadar direnç, kayıp kadar hatırlama vardı.

2025 yılında yakalandığı akciğer kanseriyle uzun bir mücadele verdikten sonra 1 Mayıs 2025’te İzmir’de hayatını kaybetti.

(EMK)

.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir