Belçika’nın Gent şehrinde fotoğrafçılık okuyan üniversite öğrencisi Esila Ayık, 8 Nisan’da Kadıköy’de düzenlenen Dayanışma Sahnesi’nde tuttuğu “Diktatör Erdoğan” pankartı nedeniyle gözaltına alındı ve daha sonra tutuklandı.
Esila 20 gündür Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde. 22 yaşındaki Ayık’ın ciddi sağlık sorunları bulunuyor; böbrek hastalığı nefrotik sendrom teşhisiyle kemoterapi aldığı ve düzenli organ nakli ilaçlarına ihtiyaç duyduğu biliniyor. Ayrıca kalp rahatsızlığı da var.
Avukatı Ümit Özkan, Ayık’ın ellerinde, bacaklarında ve gözlerinde ödem oluştuğunu ve stresin hastalığını daha da ağırlaştırdığını söyledi: “Bu hastalıklar stresi kaldırabilecek rahatsızlıklar değil.”
Ancak Esila’nın yaşadıkları yalnızca sağlık sorunlarıyla sınırlı kalmadı. Belçika’nın Gent şehrinde burslu olarak fotoğrafçılık bölümünde üniversite eğitimi gören Ayık, 20 Nisan’da sınavlarına girmek üzere ülkeye dönmek zorundaydı. Bu nedenle arkadaşları, onun tutukluluğunun eğitim hakkını da ihlal ettiğini vurguluyor:
“Çok zor şartlarda yurtdışında üniversite kazandı. Tutuklanması sadece ifade özgürlüğünün değil, eğitim hakkının da ihlali anlamına geliyor.”
“Okuluma gitmek yerine koğuşumda yerleri fırçaladım”
Esila Ayık, Cumhuriyet gazetesine gönderdiği mektubunda ise duygularını şöyle ifade etti:
“Belçika’da okuluma devam etmek için dönüş biletim vardı. Uçağıma binmek yerine bugün koğuşun aylık temizliğine katıldım. Duvarları, yerleri fırçaladım. Gün geçtikçe sağlığım kötüye gidiyor. Bir yandan sınavlarımı kaçıracağım için endişeliyim. Arkadaşlarım üniversiteye giderken, ben cezaevindeyim.”
“Kızım serbest bırakılsın”
Esila’nın babası ise kızının durumundan büyük kaygı duyuyor. bianet’e şöyle dedi:
“Adalet istiyoruz. Bütün çocuklar kızdıklarında tepki gösterirler; önce annelerine, babalarına. Yöneticilerin de bunu anlaması gerek. Kızımın diğer çocuklar gibi suçsuz olduğuna inanıyorum. Sağlık durumu kötüleşiyor ve eğitimine devam edemiyor. Sesimizin duyulmasını istiyorum. Kızımın serbest bırakılmasını istiyorum.”
Yine bianet’e konuşan arkadaşları da Esila’nın yalnız olmadığını söyledi:
“Arkadaşımız Esila, yalnızca anayasal haklarını savunduğu için 19 gündür hukuksuzca tutuklu. Sağlığı ve morali günden güne kötüleşse de biz onun sesi olmaya, hakkını savunmaya devam ediyoruz. Esila’nın onurlu duruşu ve haklı mücadelesi, yalnızca bu ülkede değil, Türkiye diasporasının yaşadığı pek çok ülkede de yankı buldu; sesi sınırları aştı. Biz biliyoruz ki, birlikte kazanacağız ve Esila’nın hayalini kurduğu geleceği kimse elinden alamayacak.”
Fenalaşıp hastaneye kaldırıldı
Son günlerde sosyal medyada Ayık’ın hastaneye kaldırıldığı iddiaları dolaştı. Önce avukatları ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bu haberleri yalanladı. Ancak 23 Nisan’da Esila’nın gerçekten fenalaşıp acile kaldırıldığı doğrulandı. Avukatı Ümit Özkan, “Kalbi sıkıştı, kustu ve bilincini kaybetti” dedi.
Avukat Göksun Canberk Uluğ da, cezaevi görevlilerinin daha önce Esila fenalaştığında hastaneye götürmek yerine koğuşuna bırakmaya çalıştığını belirtti.
“Hayatın güzelliğine dair yazacak şiirlerim var”
Esila Ayık, BirGün Gazetesi’ne yolladığı mektubunda umudunu kaybetmediğini yazdı:
“Yaşadıklarıma ses getirdiğiniz için teşekkür ederim. Medyada gelen tepki ile sadece benim değil tüm koğuş arkadaşlarımın sağlık sorunları cezaevi müdürü tarafından dinlendi. İlaçlarına 9 aydır, 2 senedir ulaşamayan insanlar sizin sayenizde revir yüzü görmüş oldu. Cezaevlerinde yaşanan insan hakları ihlallerine bizzat şahit oluyorum. Bildiğiniz üzere benim ve diğer tutuklu öğrencilerin de şu an koğuşlarda olması başta eğitim ve özgürlük olmak üzere bir değil birden fazla insan hakları ihlalleri silsilesi.
Koğuşun kapısı her açıldığında ‘Esila Ayık tahliye’ demelerini beklerken 13 gün geçti. Böbrek ilaçlarım 2 günlük kaldı. 6 aydır kullandığım cilt ilaçlarım ise 13 gündür verilmedi. 12 aya tamamlamam gereken tedavim yarım kaldı. Haksız yere buradan tutulmam mental sağlığıma verdiği majör hasar ise su götürmez. Bir an önce buradan çıkmaya, buradan çıkmak için ise sizin sesimi duyurmanıza ihtiyacım var. Lütfen sesimiz olmayı bırakmayın. Daha yetişmem gereken sınavlarım, tamamlamam gereken fotoğraf projelerim ve hayatın güzelliğine dair yazacak şiirlerim var.”
Veriler
İHD verilerine göre, Türkiye Hapishanelerinde tespit edebildiğimiz kadarıyla 161’i kadın ve 1251’i erkek olmak üzere en az 1412 hasta mahpus bulunuyor. İHD bugün (28 Nisan 2025) şu bilgiyi paylaştı:
“Ağır olarak tarif edebileceğimiz 335 mahpus bulunmaktadır. Bunlardan 230’u tek başına yaşamını devam ettiremiyor ve 105’inin de desteğe ihtiyacı bulunmakta, 188 mahpusun ise hastalıkları nedeniyle sürekli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir.
515 mahpusun hastalıkları belirtilmesine rağmen değerlendirme için gereken detaylar olmadığından ve 2 mahpusunda ne gibi hastalıkları olduğuna dair bilgi edinilemediğinden 517 mahpusun durumlarının ağır olup olmadığına dair değerlendirme yapılamamıştır.”
(AÖ/EMK)
.