Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı insan hakları savunucusu Şirin Ebadi, İsrail’in 24 Haziran’da Evin Cezaevi’ne düzenlediği saldırının ardından İran rejim güçlerinin cezaevindeki tutsaklara sistematik işkence ve kötü muamele uyguladığını açıkladı.
Ebadi, yaptığı açıklamayı Telegram hesabı üzerinden paylaşırken, İsrail saldırısı sonrası cezaevi koşullarının daha da ağırlaştığını, tutsakların insani olmayan şartlarda başka hapishanelere sevk edildiğini belirtti.
“Gardiyanlar sistematik işkenceye başladı”
Şirin Ebadi’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“İsrail’in Evin Cezaevi’ne yönelik saldırısının ardından yüzlerce gardiyan, tutsakların yanına gönderildi. Bu kişiler, mahkumlara işkence etmeye ve hakaretler yağdırmaya başladılar. Sonrasında tutsaklar, insanlık dışı koşullarda Tahran Büyük Cezaevi’ne nakledildiler.”
Evin Cezaevi’nde ne olmuştu?
Tahran’ın kuzeyindeki Şehran bölgesinde yer alan ve siyasi tutsakların da bulunduğu İran’daki en büyük cezaevlerinden biri olan Evin Cezaevi, 24 Haziran 2025 günü İsrail tarafından hedef alınmıştı. Saldırının ardından çok sayıda mahkumun başka cezaevlerine nakledildiği duyurulmuştu. Ancak bu süreçte tutsakların güvenliği ve maruz kaldıkları muameleye ilişkin endişeler kamuoyuna yansımamıştı.
Ebadi’nin açıklaması, İran’daki cezaevi koşullarına dair ciddi insan hakları ihlali iddialarını gündeme taşıdı.
Şirin Ebadi, geçmişte de İran’daki siyasi tutsaklara yönelik hak ihlallerine dikkat çekmiş, cezaevlerinde işkence ve kötü muamelenin yaygın olduğuna dair belgeleri kamuoyu ile paylaşmıştı. Son açıklamasıyla birlikte insan hakları örgütlerine ve uluslararası kamuoyuna, Evin Cezaevi’ndeki mahkumların durumunu yakından izleme çağrısı yapması bekleniyor.
Evin Cezaevinden kadınlar: Diktatörlükten kurtuluş toplumsal güçlerle mümkün
İsrial, rejimin baskı araçlarını da hedef alacağını açıklamıştı
Son yıllarda birçok siyasi tutuklu, gazeteci, aktivist ve protestocunun gözaltı yeri haline gelen Evin Hapishanesi, İslam Cumhuriyeti’nin baskıcı aygıtının başlıca sembollerinden biri olarak kabul ediliyor.
Tahran’ın kuzeyinde yer alan hapishane, 1972 yılında inşa edildi ve özellikle 1979’daki devrimden sonra İran rejiminin muhalifleri bastırmak için kullandığı başlıca cezaevlerinden biri haline geldi.
Evin’in kapasitesinin 15 bin kişiye kadar çıkabildiği tahmin ediliyor. Ancak özellikle 2022’de Mahsa Amini protestoları sırasında bu sınırın da üzerine çıkıldığı, gözaltına alınan binlerce kişinin buraya sevk edildiği rapor edildi.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, Evin’de keyfi tutuklamalar, işkence, kötü muamele ve adil yargılanma hakkının ihlali gibi sistematik hak ihlallerine dair sayısız belge yayımladı.
Bu nedenle Evin Hapishanesi, sadece fiziksel bir tutuklama mekanı değil, aynı zamanda İran İslam Cumhuriyeti’nin baskıcı aygıtının simgesi olarak da anılıyor.
İsrail, daha önce, askeri hedeflere ek olarak, İslam Cumhuriyeti’nin iç baskısıyla ilgili altyapı ve kurumların da saldırılar listesinde olduğunu açıklamıştı.
(EMK)