Cannes Film Festivali’nde Trump ve İsrail eleştirileri

Cannes Film Festivali’nde Trump ve İsrail eleştirileri

“Harekete geçmeliyiz”

DiCaprio’yu öperek sahneye çıkan De Niro, şöyle konuştu:

Benim ülkemde, bir zamanlar kıymetini bilmediğimiz demokrasiyi yeniden kazanmak için canla başla mücadele ediyoruz. Bu hepimizi ilgilendiriyor, çünkü sanatın özü demokrasidir. Sanat kapsayıcıdır. Tıpkı bu gece olduğu gibi insanları bir araya getirir. Sanat gerçeği arar, çeşitliliği kucaklar ve tam da bu yüzden tehdit olarak görülür —ve biz, otokratlar ve faşistler için birer tehdit oluruz.”

Ardından De Niro, festivalden yalnızca bir hafta önce Trump’ın ABD dışı tüm yapımlara yüzde 100 gümrük vergisi getirme planına değinerek “Yaratıcılığın bir bedeli yoktur; ama anlaşılan o ki üzerine vergi konabiliyor,” dedi. Oyuncu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Bu saldırıların hiçbiri kabul edilemez. Üstelik bu sadece Amerika’nın değil, tüm dünyanın sorunu. Bir filmi izler gibi kenara çekilip, olan bitene seyirci kalamayız. Şiddete başvurmadan, ama büyük bir tutkuyla ve kararlılıkla harekete geçmeliyiz. Özgürlüğe değer veren herkes için şimdi örgütlenme, itiraz etme ve seçimlerde oy kullanma zamanı. Bu gece ve önümüzdeki 11 gün boyunca bu görkemli festival aracılığıyla sanatı kutlayarak gücümüzü ve kararlılığımızı gösteriyoruz.”

Filistinli gazeteci Fatma Hassona için mektup

Festivalin jüri başkanı Juliette Binoche ise sahnede yaptığı konuşmada nisan ayında Gazze’de öldürülen Filistinli gazeteci Fatma Hassona’yı andı.

Hassona’nın evlerine isabet eden bir füze ile 10 yakını ile birlikte hayatını kaybettiğini hatırlatan Binoche, “Ölümünden bir gün önce rol aldığı filmin burada, Cannes’a seçildiğini öğrenmişti. Fatma bu akşam bizimle olmalıydı. Geriye sanat kaldı. Sanat hayatlarımızın, hayallerimizin güçlü bir tanığı,” dedi.

Festivalden önce de yaklaşık 400 sinemacı, yayımladıkları mektupta sinema sektörünün İsrail’in Gazze’yi ablukasına ses çıkarmamasından utandıklarını duyurdu.

Juliette Binoche, Adèle Haenel, Javier Bardem, Nuri Bilge Ceylan, Aki Kaurismäki, Yórgos Lánthimos, Jim Jarmusch, Joaquin Phoenix, Pedro Pascal ve Riz Ahmed gibi isimlerin imzasının yer aldığı mektup şöyle:

Gazze’nin kuzeyinde 16 Nisan 2025’te gerçekleşen İsrail hava saldırısında öldürülen Fatma Hassona, Fotoğraf: Instagram

Fatma Hassona 25 yaşındaydı.

Filistinli bir foto muhabiriydi. 16 Nisan 2025’te, rol aldığı Sepideh Farsi imzalı Put Your Soul on Your Hand and Walk (Ruhunu Avucuna Al ve Yürü) adlı filmin Cannes Film Festivali’nin ACID seçkisine alındığının duyurulmasından yalnızca bir gün sonra İsrail ordusu tarafından hedef alındı.

Fatma, evlenmek üzereydi. Aynı saldırıda, hamile kız kardeşi de dahil olmak üzere ailesinden 10 kişi hayatını kaybetti.

7 Ekim 2023’teki korkunç katliamlardan bu yana, hiçbir yabancı gazetecinin Gazze Şeridi’ne girmesine izin verilmiyor. İsrail ordusu sivilleri doğrudan hedef alıyor. 200’den fazla gazeteci kasıtlı olarak öldürüldü. Yazarlar, sinemacılar ve sanatçılar sistematik biçimde katlediliyor.

Mart ayı sonunda, No Other Land (Başka Bir Ülke Yok) adlı filmiyle Oscar kazanan Filistinli yönetmen Hamdan Ballal, İsrailli yerleşimcilerin vahşi saldırısına uğradı, ardından İsrail ordusu tarafından kaçırıldı. Ancak uluslararası baskılar sayesinde serbest bırakıldı. Oscar Akademisi’nin Ballal’a destek vermemesi kendi üyeleri arasında öfkeye yol açtı ve kurum, sessizliğinden ötürü kamuoyundan özür dilemek zorunda kaldı.

Bu kayıtsızlıktan utanç duyuyoruz.

Toplumsal sorumluluk taşıyan birçok yapıta ev sahipliği yapan sinema dünyası, bu vahşet karşısında neden sessiz? Kardeşlerimizin yaşadığı zulüm karşısında neden suskun?

Biz sanatçılar ve kültür alanında çalışanlar olarak, Gazze’de yaşanan soykırım karşısında sessiz kalamayız. Bu tarif edilemez gerçekler toplumlarımızı sarsarken, görmezden gelemeyiz.

Mesleğimizin amacı, tarihten ders çıkarmak ve ezilen sesleri savunmak değilse, neden varız?

Bu sessizlik neden?

Aşırı sağ, faşizm, sömürgecilik, trans karşıtlığı, LGBTİ+ düşmanlığı, cinsiyetçilik, ırkçılık, İslamofobi ve antisemitizm, bugün fikir dünyasına savaş açıyor. Yayıncılık, sinema ve üniversiteler saldırıların hedefinde. Bu yüzden mücadele etmek hepimizin sorumluluğu.

Sanatımızı bu karanlığa ortak etmeyi reddedelim.

Ayağa kalkalım.

Gerçeği açıkça söyleyelim.

Onu duyarlı kalplerimizin keskinliğiyle birlikte göze alarak seyredelim ki artık susturulamasın, üzeri örtülemesin.

Hayal gücümüzü sömürgeleştiren, bizi insanlığımızdan uzaklaştıran propagandayı reddedelim.

Fatma için, görmezden gelinerek ölen herkes için…

Sinema onların sesini taşımalı, toplumlara ayna tutmalıdır.

Geç olmadan harekete geçelim.

Kıyafet kuralları

Öte yandan, festival artık resmî olarak çıplaklık ve “aşırı hacimli” kıyafetlerin Palais’nin kırmızı halısında yasaklandığını duyurdu.

2022 yılında bir eylemcinin kırmızı halıda üstsüz yürümesi ve bu yıl Grammy Ödülleri’nde Bianca Censori’nin şeffaf elbisesiyle dikkat çekmesinin ardından, festival organizatörleri “kurumsal çerçeve” ve Fransız yasaları doğrultusunda yeni bir açıklama yaptı.

Variety’de yer alan habere göre, festivalin yeni yönergelerinde şu ifadeler yer aldı:

“Bu yıl Cannes Film Festivali, uzun süredir fiilen uygulanan bazı kuralları resmen yönetmeliğe dahil etti. Amaç, doğrudan giyimi denetlemek değil; Fransız yasalarına ve festivalin kurumsal yapısına uygun olarak kırmızı halıda çıplaklığı yasaklamak.”

Ancak bu açıklama, festivali ve festival yönetimini ayrımcılık ve ahlâkçılık eleştirilerinden kurtaramadı. Son yıllarda kırmızı halı giyim kuralları nedeniyle eleştirilen festivalin akşam gösterimlerinde “şık” ayakkabı zorunluluğu, özellikle kadınlara yönelik ayrımcı bir tutum olarak değerlendiriliyor.

Çünkü festival, uzun süre “şık” tanımını neredeyse sadece yüksek topuklu ayakkabılarla sınırlı tuttu.

Bugün düşük topuklu ayakkabılar daha fazla kabul görse de –spor ayakkabılar hariç– 2022’de yerli bir yapımcının mokasen giydiği için geri çevrilmesi gibi olaylar hâlâ yaşanabiliyor. (TY)

ilgili haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir