Bülent Arınç: Süreci yürüten isimlerin yasal güvencesine öncelik verilmeli

PKK’nin silah bırakma ve fesih kongresinin ardından sürecin yasal altyapısını hazırlamak üzere kurulması önerilen komisyonla ilgili ilk adımlar atıldı. Tüm siyasi partiler, görüşmelerin tamamlanmasının ardından önerilerini pazartesi günü TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a sundu. Komisyonun önümüzdeki günlerde kurulması öngörülüyor.   

‘Süreç’ ile ilgili Meclis komisyonu kuruluyor
26 Haziran 2025

Kurtulmuş, siyasi partilerden önce yemek verdiği eski meclis başkanlarına komisyona ilişkin fikirlerini de sordu. Yemeğe katılan isimlerden eski Başbakan Yardımcısı ve 22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç, komisyona ilişkin değerlendirmelerini ve Kurtulmuş’a ilettiği önerilerini bianet’e anlattı.

Sürecin yasal güvencesi

Meclis Başkanı Kurtulmuş ile komisyonun yapısı ve işlevine dair istişare ettiklerini belirten Bülent Arınç, kendisinin de bizzat görev aldığı önceki çözüm sürecine ait yasal düzenlemeleri hatırlattı. Süreci yürütenlerin yasal güvenceye bağlanmasının önemine vurgu yapan Arınç, 2014 yılında yürürlüğe giren 6551 sayılı “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” başlıklı kanunu işaret etti.

“Süreç için tutamak olabilir”

Kanunun hala yürürlükte olduğunu söyleyen Arınç, “5-6 maddelik ama çok da fonksiyonel bir kanun. Orada tabii Bakanlar Kurulu, Başbakan, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı isimleri halen kaldı ama bütünüyle mülga değil. Meclis başkanımıza bunu ilettim, ‘sizin için bir tutamak olabilir’ dedim. O da farkında olduğunu söyledi. Çünkü bu sürecin içerisinde görev almış insanlar da bu kanunla güvence altına alınmış oluyor. Yani bu kanuna göre hareket edilirse herhangi bir takibata ve sorgulamaya maruz kalmayacaklar. Bu kanun daha da geliştirilebilir” önerisini yaptı.

‘Daimi’ değil, ‘de facto’

Komisyonun ‘daimi’ değil, ‘de facto’ bir komisyon olmasını teklif ettiğini akran Bülent Arınç, “Çünkü bu bugünkü süreçle ilgilidir. Yani tarafların ne zaman bu sorunun çözüme kavuştuğuna kanaat getirirlerse komisyonda görevini tamamlamış olacak. Böyle bir durumda komisyona ihtiyaç da kalmayacak” dedi.

Bahçeli’nin sayı ısrarı yok

Arınç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “komisyon 100 kişiden oluşsun” önerisine de değinerek “100 kişilik öneri zaten çok hayali bir öneriydi. Sanıyorum Bahçeli bununla ‘Ben söyleyeyim de siz kaç kişi olacağına kendiniz karar verin’ demiş olabilir. Sayın Meclis Başkanı da Bahçeli ile yaptığı görüşmede rakam üzerinde bir ısrarı olmadığını, temsil bakımından karar almaya ve görüşmelere yetebilecek bir sayı olmasını yeterli gördüğü düşüncesinde. Anladığım kadarıyla kesin, net ifade edilmemekle birlikte bir 25-30 civarında bir komisyon üyeliği öngörülüyor” açıklamasında bulundu.

“Erdoğan temkinli”

Meclis çalışmaları konusunda tek söz merciinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Arınç, “Çünkü Cumhurbaşkanı sütten ağzı yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyor. Daha temkinli adımlar atıyor. Ama Sayın Meclis Başkanımıza bu komisyonun bir an önce kurulması talimatını vermiş ve inisiyatifi de kendisine bırakmış” ifadelerini kullandı.

“Oy birliği gerçekçi değil”

Süreci önemsediğini ve tarafları da istekli gördüğünü belirten Arınç, “Meclis denetiminde olması veya gözetiminde olması çok önemli. Temsil çok önemli. Ancak bazı hususlara dikkat edilmeli. Mesela kararların oy birliğiyle alınmasının hiçbir gerçekliği yok. Nitelikli bir çoğunluğa ihtiyaç varsa 4’te 3 ya da yüzde 60 gibi bir ölçü düşünülebilir” önerisinde bulundu.

Geçmiş komisyon deneyimleri

Arın, önceki çözüm süreci ve devamında atılan adımlara ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“Daha evvel uyum komisyonu adı altıyla meclis başkanlarının yaptığı bir çalışma vardı. Benim zamanımda Meclis’te CHP ve AK Parti olmak üzere iki parti olduğu için o zaman böyle bir komisyona ihtiyaç duymamıştık. Ama o zaman anayasa değişiklikleri zaten CHP’nin de iştiraki ile yapılıyordu. Sonraki komisyonlara bakacak olursak belki de en fonksiyonel olanı Cemil Çiçek’in zamanında kurulan komisyondu. Orada temel alınan milletvekili sayısına bakmadan her partinin eşit üye ile temsil edilmesiydi. Her partiden üç kişi katılıyordu ve isimlerin bir önemi yoktu. Komisyonun gündemlerini hazırlayan bir de mutfağımız vardı. Burada 50-60 madde kabul edildi ama tabii bunların çoğu temenni maddeleriydi. Daha sonra yeni cumhurbaşkanlık sistemi tartışmaları başlayınca diğerleri komisyondan çekildi ve çalışma fiilen bitmiş oldu.”

6551 Sayılı Kanun Nedir?

“Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun”, 2014 yılında yürürlüğe giren ve kamuoyunda “çözüm süreci yasası” olarak bilinen 6551 sayılı kanundur. Yasa, çözüm süreci kapsamında yürütülecek faaliyetleri hukuki çerçeveye oturtmayı ve sürece katılan kişi, kurum ve kuruluşlara hukuki koruma sağlamayı amaçlamaktadır.

Kanun, sürecin aktörlerinin görevlerini takibat korkusu olmadan yerine getirebilmesini öngörür. Bakanlar Kurulu’nun yetkilendirme usulleri ve Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’nın koordinasyon görevi gibi düzenlemeler içerse de, adı geçen bazı kurumlar artık mevcut değildir. Buna rağmen kanun resmî olarak yürürlükten kaldırılmamış, hukuki geçerliliğini sürdürmektedir.

(AB)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir