Boğaziçi Üniversitesi’nin akademik geleneklerine yönelik olarak Rektör Naci İnci yönetimi altında başlatılan kültürel ve politik saldırıya öğrencilerin direnişi dördüncü yılına girdi.
“Bu diploma hükümsüzdür”
1-4 Temmuz günlerinde gerçekleşen mezuniyet haftası kapsamında üniversitenin bölümleri ayrı mezuniyet törenlerinde diploma dağıttılar.
1 Temmuz’da Eğitim Fakültesi ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bölümleri, 2 Temmuz’da Fen-Edebiyat Fakültesi, Yönetim Bilimleri Fakültesi ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, 3 Temmuz Perşembe günü de Fen-Edebiyat Fakültesi ve ortak törenler düzenlendi. Mezuniuyet haftası 4 Temmuz, Cuma günü Mühendislik Fakültesi’nin diploma dağıtımıyla bitecek.
Diploma törenlerinin topluca gerçekleştirilmesine izin verilmeyen haftada Boğaziçi Üniversitesi’nin direnişçi öğrencileri çarşamba günü “alternatif mezuniyet töreni” düzenlemişlerdi. Perşembe günkü “resmi tören”i sarsan bir ptotesto, mezuniyet gündemini değiştirdi.
Diplomaların ad çağrılarak sahiplerine verildiği tören kapsamında Sosyoloji bölümünden ‘yüksek onur’ derecesiyle mezun olan Doruk Dörücü de diplomasını almaya davet edildi. Ancak Dörücü diplomasını aldıktan sonra yırttı ve nedeninin salonu dolduranlara şöyle açıkladı:
Bu diploma hükümsüzdür. Müstakbel cumhurbaşkanının diplomasını iptal eden, kafasına göre fakülte açan-kapayan bu istibdat rejiminin diplomasını reddediyorum. Bu rejim benim de diplomamı iptal eder, sizin de diplomanızı iptal eder, bu bölümü de kapatır, bu okulu da kapatır. Ben diplomamı bu istibdat rejiminin atanmış kayyımından değil, Boğaziçi Üniversitesi’nin seçilmiş rektöründen alırım.”
Yeni mezun Dörücü’nün konuşmasına salondan “Mezuniyete geldik, siyaset dinlemeye gelmedik” diye tek tük tepkiler gösterilse de, öğrenciler ve yakınlarının büyük bölümü Dörüü’ye güçlü alkışlarla destek verdi. Susmasını isteyenlere “Onu dinleyeceksin, o mezun oldu” diyerek Dörücü’yü savunanlar, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” sloganlarıyla törenini yönünü değiştirdiler.
Alternatif mezuniyet açıklaması
İktidarın akademik gelenekleri ve usulleri hiçe sayarak yönetimine el koyduğu Boğaziçi Üniversitesi istenilen kalıba henüz sokulabilmiş değil. Öğenciler ve öğretim üyeleri, dört yıldır değişik biçimlerde ve farklı vesilelerle üniversiteye yönelik darbeye karşı koymayı sürdürüyor.
Önceki gün gerçekleştirilen “Alternatif mezuniyet” törenlerinin dördüncüsünde Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri bir basın açıklamasıyla mücadelenin geldiği yeri ve hedeflerini şöyle özetlediler:
Özgür, özerk ve demokratik üniversite mücadelemizden vazgeçmiyoruz
“Bundan yaklaşık 18 ay önce, yine bu meydandaydık. Sebep aynıydı; kayyum yönetimin üniversitenin tüm bileşenlerini dışlayarak üniversitemizi tekeline alma çabası. O zaman da bugün geçen karar, yani Fen Edebiyat Fakültesinin ikiye bölünmesi, Yönetim Bilimleri Fakültesinin ise kapanması söz konusuydu. Güney Kampüste yüzlerce öğrenci olarak uzaklaştırmalara, kolluğun tehditlerine rağmen bir hafta boyunca kampüsümüzü terk etmediğimizde kararı geri çekmek zorunda kaldılar. Ancak bugün, yaz dönemini fırsat bilerek yine bir kez daha üniversitemizi masa başında dizayn etmeye çalışıyorlar.
Son dört senede olduğu gibi, yine üniversite bileşenleri tamamen dışlanarak, kayyum rektör ve yönetimi tarafından fakültelerimizi yeniden yapılandırma kararı alındı. 2023’te Boğaziçi Üniversitesi Senatosu tarafından alınan ve hiçbir demokratik sürece dayanmayarak “Fen-Edebiyat Fakültesi”ni ikiye ayıran, Yönetim Bilimleri Fakültesi’ni kapatan karar, şimdi Cumhurbaşkanlığı tarafından onanarak yürürlüğe girdi. Bu karar resmî gazetede yayımlanmadan aylar öncesinde binalardan, bölüm katlarından, oradaki ofis ve odalarda ölçü alındığını, üniversite yönetiminin kampüsümüzün dört bir yanını kendi keyiflerine göre dizayn etmeyi planladığını da geçtiğimiz senelerde İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’ni yerinden etmeye çalışmasından, Hamlin Hall’ü fakülteye dönüştürmeye çalışmasından, kulüp odalarımızı yerinden etmesinden biliyoruz.
Bu gelişme, üniversitemize yapılan sistematik müdahalelerin yeni bir halkası. Son dört yıldır olduğu gibi, bu karar da üniversite bileşenlerinin hiçbirine danışılmadan, tepeden inme bir şekilde alınmıştır. Bu müdahalelerin ne akademik gerekçesi ne de kamu yararı ile ilgisi vardır. Fakültelerimize yönelik alınan kararların akademik değil, siyasi bir müdahale olduğunu biliyoruz. Bu karar yalnızca FEF, İİBF ve YBF öğrencilerini değil, okulun tüm öğrencilerini etkiliyor. Bir kez daha tek bir adamın ağzından çıkan sözün nasıl bir etkisi olduğunu gördük. Bir kez daha bu kayyum yönetimin bu okulun öğrencilerini, akademisyenlerini ve emekçilerini nasıl tamamen yok saydığını, bu devranın dönmeyeceğini zannederek bizim üniversitemizde nasıl at koşturduğunu gördük. Kulüplerimizin etkinliklerini sansürleyen, yüzlerce öğrenciyi yurtsuz bırakan, hocalarımızı binbir baskıyla yıldırmaya çalışan kayyum yönetimin fakültelerimizi de nasıl hiçbir bileşene danışmadan yeniden yapılandırabileceğini zannettiğini gördük. Ancak bizler, bu üniversitenin gerçek sahipleri olarak buna izin vermeyeceğiz.
Bugün de, bizim olana sahip çıkmak için buradayız. Üniversitesine sahip çıkan öğrenciler olarak Kayyım rektör Naci İnci’nin ve yönetiminin aldığı hiçbir kararı, niteliği ne olursa olsun tanımıyoruz, kabul etmiyoruz, özgür, özerk ve demokratik üniversite mücadelemizden vazgeçmiyoruz.
Yönetim Bilimleri Fakültesi öğrencilerine danışılmadan alınan, fakültenin kapatılma kararı geri çekilsin. Fakülteye dair alınacak tüm kararlara fakülte öğrencileri ve akademisyenleri dahil edilsin.
Aynı şekilde FEF’in bölünmesi sürecinde de bileşenler dışlanmıştır, tepeden inme kararlar öğrenciler nezdinde hükümsüzdür. FEF bileşenlerine danışılmadan alınan karar derhal geri çekilsin.
İİBF’nin mevcut yerinden taşınması söz konusu dahi olamaz. Fakültemizin binasından elinizi çekin!
150 yıldır öğrencilerin kampüs içi varlığını besleyen ve yurt olarak kullanılan, fakat seneye yurt olmaması planlanan Hamlin hall’deki işlemler durdurulsun. Hamlin hall yurt olarak kalsın.
Kayyum yönetimi tanımıyoruz! Üniversitemize dair alınan her karara üniversite bileşenleri dahil edilene, demokratik üniversite kurulana kadar buradayız, vazgeçmiyoruz!”
(AEK)