“İstanbul Üniversitesi başkadır”
İstanbul Üniversitesi öğrencilerine ayrı selam yollayan Özel, “İstanbul Üniversitesi önündeki barikatları yıkarak Saraçhane’ye geldi, Saraçhane’yi kurtardı. Onların cesaretini, kararlılığını ve bu yüce çatıyı kim kötülüklere, yanlışlara, hatalara alet ederse etsin, hangi beceriksiz eller bu kadim kurumun geleneğini kirletmeye çalışırsa çalışsın, İstanbul Üniversitesi başkadır” diye konuştu.
“Erdoğan, 200 bin genç diplomanı sorguluyor”
İstanbul Üniversitesi önüne Ekrem İmamoğlu’nun iptal edilen diplomasını almak için geldiklerini söyleyen Özel, “Erdoğan, ne oluyor o meydanda diye merak ediyorsan hani diplomayı veren bölüm; İşletme Bölümü iptal etmedi de üniversitenin ringine, duvarındaki boyasına, saati bozulursa tamirine yetkili olan üniversite Yönetim Kurulu’na haksızca diplomayı iptal ettirdin ya. Beyazıt’ta 200 bin genç toplanmış, onlar da senin diplomanı sorguluyorlar. Diplomasız Erdoğan. Sayın Erdoğan diploma öyle sorgulanmaz, böyle sorgulanır” ifadelerini kullandı.
“Sokağa çıktınız ülkenin yarınlarını kurtardınız”
Özel, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Sokağa mı çağırıyorsun gençleri?’ sözlerine şöyle yanıt verdi:
“19 Mart akşamında, ‘Sen eğer bunu yapıyorsan bize, demokrasiye, gençlere. Sen bir diploma iptali ile bu ülkede devletin verdiği her kağıdı değersizleştiriyorsan, geleceği çalıyorsan, evet ben de sokağa çağırıyorum herkesi, sokağa çağırıyorum herkesi’ dedim. Eğer o gün akşam üniversiteler sel olup gelmeyeydi, gençlerden cesaret alıp o meydan dolmasaydı, 100 bin, 200 bin, 550 bin, 1 milyon 250 bin olup da eğer İstanbul’un geleceğine, Türkiye’nin geleceğine el uzatmasaydınız, umut olmasaydınız, kayyımı defetmeseydiniz, geleceğinize sahip çıkmasaydınız şimdi umut yoktu, moraller bozuktu, hepimiz evlerdeydik, hepimiz perişandık. Ama sizler çağrıldınız, çıktınız. Meydanlara, sokaklara taştınız. Bu ülkenin yarınlarını kurtardınız. Hepinizin önünde saygıyla eğiliyorum.”
“Ey Erdoğan, adayımı bırak, sandığımı getir”
Erken seçim vurgusu yapan Özel “Ey Erdoğan, adayımı bırak, sandığımı getir. Adayı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Her fani gibi sen de geldiğin gibi gideceksin. Senin ne zaman geldiğine millet karar verdi. Ne zaman gideceğine de biz karar vereceğiz” diye konuştu.
Zarar: 57 milyar dolar
Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesiyle başlayan süreçteki ekonomik zararın yine halka yansıdığını belirten Özel şunları kaydetti:
“O günden bugüne hepimizin olan 57 milyar dolar, kişi başına bölününce AK Parti’ye, MHP’ye oy veren abimin de ablamın da cebinden 25 bin lira gitti. O parayı Tayyip Bey’in Ekrem ağrıları için değil de örneğin atanmayan öğretmenler için eğer bu para harcansaydı 1 milyon 40 bin öğretmen atanıp 3 yıllık maaşı peşin yatabilirdi.”
Ekrem İmamoğlu için başlattıkları imza kampanyasında 14 milyon 800 bin imzaya ulaştıklarını aktaran Özel, “Her birinizin il, ilçe binalarından, internetten, meydanlardan, AVM önlerinden, kalabalık mekanlardaki Cumhuriyet Halk Partisi’nin imza topladığı stantlardan boş birer kağıt, 25’er imza alıp hızla onları doldurup getirmenizi bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Beyazıt’ta Öğrenci Manifestosu
Ayrıca İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nden birer öğrencinin konuşma yaptığı mitingde Koç Üniversitesi’nden bir öğrenci Öğrenci Manifestosu’nu okudu. “Dikkat dikkat, öğrenciler konuşuyor” anonsuyla başlayan konuşmada gençliğin sorunları dile getirildi ve talepler 11 madde olarak sıralandı.
Öğrencilerin talepleri şu şekilde;
- Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılmalıdır.
- Kayyum atanan belediyeler seçilmiş başkanlarına iade edilmelidir.
- Barışçıl gösteri ve protesto hakkının kullanılmasını anayasaya aykırı şekilde engelleyerek anayasal düzeni ve temel hak ve özgürlükleri hiçe sayan; cinsel taciz, cinsel saldırı, eziyet ve işkenceye varan müdahalelerde bulunan polis memurlarıyla, bu emirleri veren başta İstanbul ve Ankara Valileri olmak üzere tüm devlet yetkilileri görevden alınmalıdır.
- Yalnızca barışçıl eylemlere katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan ve tutuklanan yurttaşlar derhal serbest bırakılmalıdır. Toplanma ve gösteri hakkının kullanılmasına yönelik Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin sağladığı güvencelere aykırı uygulamalara son verilerek hakkın özüne dokunan bütün engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.
- Taksim, Saraçhane, ODTÜ, Kızılay ve Çağlayan başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarda fiili olarak uygulanan toplanma ve gösteri yasaklarına son verilmelidir. Meydanları işgal eden ablukalar ortadan kaldırılmalıdır.
- Anayasada güvence altına alınan eğitim ve öğrenim hakkına yönelik baskıların sona ermesi; eğitim ve araştırma faaliyetlerinin hiçbir siyasi ya da idari baskı altında kalmaksızın yürütülebildiği ortamın sağlanması elzemdir. Bu bağlamda İstanbul Üniversitesinin aldığı diploma kararlarının iptali, YÖK’ün üniversiteler üzerindeki baskılarının son bulması ve özgür-özerk üniversite taleplerinin kabul edilmesi gerekmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı’nın liseler üzerindeki baskıları son bulmalı, sürgüne gönderilen öğretmenler eski görev yerlerine iade edilmelidir.
- Günden güne artan kadın cinayetlerinin bize önemini gösterdiği üzere İstanbul Sözleşmesi yeniden uygulanmaya başlamalıdır. Kişilerin özel hayatını hedef alan, kadınların ve LGBTİ+’ların varoluşuna saldıran ayrımcı politikalara son verilmeli, özel yaşam üzerindeki baskılar derhal son bulmalıdır.
- Depremde evlerini kaybeden Samandağ vatandaşlarına arazileri geri verilmeli, yaşadıkları haksızlıklar konusunda soruşturmalar başlatılmalıdır.
- Rant ve talan için başlatılan Kanal İstanbul projesinden vazgeçilmelidir.
- İstanbul deprem tehdidiyle karşı karşıyayken şehri depreme dayanıklı hale getirmek için çalışması gerektiği halde tutuklu bulunan İBB yetkilileri ve şehir planlamacıları derhal serbest bırakılmalı ve görevlerine iade edilmelidir.
- Bu süreçlerdeki hukuksuz kararları alan ve uygulayan tüm hükümet yetkilileri derhal görevlerini terk etmeli ve adil bir hukuk sistemi kapsamında yargılanmalıdır.
(AD)

.